İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu belirtilere dikkat! İdrarda kanama mesane kanseri işareti olabilir

Mesane, böbreklerden süzülen idrarı depolayan ve kasılarak idrarın vücut dışına atılmasını sağlayan organdır. Mesanenin iç yüzeyi kendisine özgü bir hücre tabakasıyla örtülüdür. Mesane kanserlerinin yaklaşık olarak yüzde 90’ında, bu özel hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalarak sağlam dokuları işgal ediyorlar. Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Kadir Önem, mesane kanserinin en önemli belirtilerinden birinin idrarda kanama olduğunu söyledi.

Mesane kanserinin en önemli sebebinin sigara kullanımı olduğuna dikkat çeken Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Kadir Önem, mesane kanserinin özellikle sigara kullanan genç ve orta yaş erkeklerde daha sık görülen bir kanser türü olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Kadir Önem, hastaların genelde idrarda kanama nedeniyle kliniklere başvurduğunu belirterek, idrardan kan gelmesinin birçok nedeni olduğunun altını çizerek, bu nedenler arasında mutlaka araştırılması gereken ürogenital (mesane, böbrek, prostat gibi) kanserlerin ilk sırayı aldığını kaydetti. Önem, kanserden şüphelenilmesi durumunda öncelikle hastalara görüntüleme ve sistoskopi (idrar torbasına endoskopi ile bakmak) yaparak mesanede (idrar torbasında) veya böbreklerde idrar kanallarında bir kitle olup olmadığını görmek istediklerini vurguladı.

“İLK SEÇENEK KAPALI AMELİYAT”

Mesane kanserlerinde ilk tedavi yöntemi ve tanı seçeneğinin kapalı olarak mesanedeki tümörün kazınması ve patolojik incelemeye gönderilmesi olduğunu belirten Doç. Dr. Kadir Önem, “Mesane kanserlerinde kapalı ameliyat ve mesaneye verilen ilaçlarla takip yapılabildiği gibi, daha yüksek riskli veya ilerlemiş kas dokusuna yayılmış hastalarda veya kas dokusuna yayılmamış olsa dahi mesanenin her yerini tutan hastalıklarda mesaneyi alma seçeneği gündeme gelmektedir. Çünkü yüksek riskli hastalarda tümörün ilerlemesi ve nüksetme olasılığı çok daha fazladır. Kapalı ameliyat sonrasında mesaneye ilaçlama genelde zayıflatılmış tüberküloz basili ile olmaktadır ve günümüzde akıllı ilaçlarla tedavi seçenekleri gündemdedir” dedi. Kapalı ameliyat sonrasında hastanın risk durumuna göre de değişebilecek bir takip protokolü ile hastanın mesanesine bakmak yani sistoskopik inceleme ve örnek alma işlemi yapmak gerektiğini belirten Kadir Önem, “Bu şekilde nükseden tümörleri erken dönemde yakalamak oldukça önem taşımaktadır. Bunun dışında, böbrekleri de görüntülemek ve olası böbreklerde çıkabilecek tümörleri yakalamakta takip protokolünün bir parçası olmalıdır” diye konuştu.

“GENÇ HASTALARDA YENİ MESANE YAPILMASI TERCİH EDİLİYOR”

Tüm tedavilere rağmen mesane kanserinin ilerleyebildiğini veya ilk tanı anında ilerlemiş durumda karşılarına çıkabildiğini işaret eden Doç. Dr. Önem, bu aşamada idrar torbasını almanın gündeme geldiğini belirtti.

İdrar torbasını almanın ve sonrasında idrar için bir diversiyon tercihi (idrarın gideceği yol) hasta ve doktor arasındaki karar vermeye bağlı olduğunu kaydeden Önem, “Günümüzde hastanın genel durumuna göre idrar torbasını almadan önce kemoterapi veya akıllı ilaçlar verilebilmektedir. İdrar torbasını aldığımızda karın ön duvarına torba koyma veya içeriye ince bağırsaktan yeni mesane oluşturulması gibi yöntemler uygulanabilmektedir. Daha sıklıkla genç hastalarda yeni mesane yapılmasını tercih ediyoruz. Yeni mesane yapılmasının birçok farklı yöntemleri vardır. Uzun yıllar boyunca uygulanan bu yöntemden (yeni mesane yapılması) hastalarımız genelde memnun kalmaktadır. Daha yaşlı hasta grubunda ise karın ön duvarına konulan torba hastalar için daha kullanışlı olmaktadır. Elbette hastaların ameliyat öncesi ve sonrasında kemoterapi alma durumu değerlendirilip tedaviye ve takiplere devam edilir” şeklinde konuştu.

“SİGARA BIRAKILIRSA TEKRARLAMA RİSKİ DÜŞER”

Mesane kanserinin en büyük destekçisinin sigara ve sigara ürünleri olduğunun altını çizen Önem, şunları söyledi:

“Bu yüzden öncelikle mesane veya böbrek kanserinden korunmak için sigara içilmemeli. İkinci olarak da mesane kanseri tanısı alıp tedavisi yapılan bir hastada da sigaranın bırakılmasının hastalığın tekrar etmemesi açısından faydası olduğunun unutmamak gerekir. Erken tanı konulmuş bir mesane kanseri hastasında uygun tanı ve takiple hastalığı kontrol altına almak mümkün olduğu için idrarda kanaması olan hastaların bu şikâyetlerini ihmal etmemesi ve doktoruna başvurması hayat kurtarıcıdır.”

MESANE KANSERİ BELİRTİLERİ

Mesane kanseri en sık, idrarda ağrısız kanama ile kendini gösteriyor. Ancak bu kanama gözle görülmeyecek kadar küçük yani mikroskopik düzeyde olabiliyor. Bazen başka nedenlerle yapılan idrar tahlilinde de saptanması mümkün.

Daha nadir olarak idrar yaparken yanma gibi tanı konulamayan yakınmalar da mesane kanserine bağlı olabiliyor. Ancak, kanama ve idrar yaparken yanma gibi şikayetler her zaman mesane kanseri belirtisi olmayabilir; enfeksiyon veya adet gibi nedenlerle de ortaya çıkabilecek bu şikayetlerde tanı konulabilmesi için sağlık kuruluşlarına başvurabilirsiniz.

Mesane kanserinin diğer semptomları ise şunlardır:

  • İdrar yaparken yanma, ağrı
  • Yavaş, zayıf veya kesintili akış da dahil olmak üzere idrara çıkma zorluğu
  • İdrar miktarında azalma
  • Sık idrara çıkma
  • Kilo kaybı veya zayıflık
  • Mesane veya bağırsak kontrolü kaybı
  • İleri vakalarda kalçalarda, sırtta, kaburgalarda veya üst baldırlarda ağrı veya sertlik.

MESANE KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Tanısal testlerin sonucuna göre hastalığın derecesi ve evresi belirleniyor. Tedavi şekline belirlenen evre ve dereceye göre karar veriliyor. Mesanenin kas dokusuna kadar ilerlememiş olduğu saptanan ve düşük dereceli hastalıkta sistoskopi eşliğinde yapılan TUR operasyonuyla kanserli doku çıkartılabiliyor; kimi zaman, uygun durumlarda, bu işlem tanısal amaçlı yapılan sistoskopi esnasında bile gerçekleştirilebiliyor.

Hastalar daha sonra düzenli aralıklarla kontrol ediliyor. Düzenli kontrol ve takiplerin sayesinde, kanserin tekrarlaması durumunda hızla müdahale şansı oluyor. Kas dokusuna ilerlemiş fakat lenf bezi ve organlara yayılmamış olan kanserlerde tedavi, radikal sistektomi işlemiyle gerçekleştiriliyor. Bu tedavide mesane, prostat ve etraftaki lenf bezleri alınıyor.

Hastanın idrarını depolayacağını yeni bir mesane veya doğrudan cilde yerleştirilen bir torbaya iletmek için bağırsaklar kullanılarak bir kese yapılıyor. Bazı hastaların tedavisi; cerrahi, radyoterapi ya da kemoterapi ile birlikte uygulanabiliyor.

Metastatik (başka organlara veya lenf bezlerine yayılmış) hastalıkta ise tedavi olarak sistemik (tüm vücuda yönelik) kemoterapi tercih edilebiliyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın