İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çevresel toksinler sağlığımızı nasıl etkiliyor? 800 kimyasal incelendi

Son güncelleme tarihi 31 Mayıs 2022

“Çevresel toksin” tanımını ilk duyduğunuzda, nükleer santraller ve duman püskürten fabrikaların bacaları akla geliyor. Bu toksinlerin arabanızda veya makyajınızda olabileceğini öğrenmek, yutması zor bir gerçek. Peki bu kimyasallar ne kadar zehirli?

Uzmanlar bu sorulara yanıt verdi:

Çevresel toksinler sağlığımızı nasıl etkiler?

Çevrede, hormon bozucu kimyasallar olarak da adlandırılan endokrin bozucu kimyasallara (EBK’lar) maruz kalma ihtimali yüksek. Endokrin sistemimiz, hormon üreten tiroid veya hipofiz bezi gibi farklı bezler içerir. Bu hormonlar vücut fonksiyonlarını düzenlemeye yardımcı olur. Toksinler, hormonlarımızın düzgün çalışmasına müdahale eden yapay kimyasallardır.

EBK’lar, hormonu üreten bezden onu alan dokuya ve aradaki birçok noktaya kadar, hormonal sürecin herhangi bir noktasında hücresel düzeyde bozulmaya neden olur. Bozulmanın nasıl meydana geldiği hakkında hala öğrenecek çok şeyimiz var, ancak bunun olduğunu biliyoruz. Çalışmalar EBK’ları kanser, kalp sorunları ve üreme sorunlarıyla ilişkilendiriyor.

EBK’lara maruz kalma ne kadar yaygındır?

Bunlar gerçekten her yerde. Hormon bozucu olduğundan şüphelenilen yaklaşık 800 kimyasalı bildiğimize göre, EBK’ların küresel bir sağlık krizi haline geldiğini söylemek doğru olur. Günlük temas noktalarınız şunları içerebilir:

  • Hava yastıkları.
  • Sigara içmek.
  • Makyaj malzemeleri.
  • Gıda.
  • Deterjanlar.
  • Ambalajlama.
  • Plastik bardaklar ve tabaklar.
  • Oyuncaklar.

Bu kimyasalların vücudumuzda olduğunu biliyoruz çünkü çalışmalarda kan, idrar ve anne sütünde EBK’lar tespit edildi. Küçük miktarlara tutarlı bir şekilde maruz kalma, zamanla birikime yol açıyor.

Endokrin bozucular ve kanser arasındaki bağlantı nedir?

1940 ve 1971 yılları arasında düşük yapma tehdidini önlemek için birkaç milyon kadına dietilstilbestrol (DES, sentetik bir östrojen) reçete edilmesi, DES’e maruz kalan annelerden doğan kız çocuklarında berrak hücreli “karsinom” gelişmesine yol açtı. Açıkçası, bu ilaç artık kullanılmıyor. EBK’lar muhtemelen; yumurtalık, prostat ve meme kanserine yol açabilir.

EDC’ler hamileliği ve üremeyi nasıl etkiler?

1900’lerde koyun çiftçileri, bilinen bir neden olmaksızın sürü üremesinde bir azalma gördüler. Yemdeki bir bileşiğin koyunlarda kısırlığa neden olduğunu fark ettiler. O zamandan beri bilim adamları, PCB olarak bilinen ve şu anda yasaklanmış bir kimyasala maruz kalmanın sıçanlarda doğurganlığı etkilediğini öğrendi. Araştırmalar, EBK’ların biyolojik üremenin herhangi bir aşamasını bozabileceğini gösteriyor. Ancak aşağıdakilere katkıda bulunup bulunamayacağını belirlemek için daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var:

  • Menopozun erken başlangıcı.
  • Azalmış sperm kalitesi.
  • Doğurganlık zorlukları.

Hormon bozucularla ilgili bilinen başka sağlık sorunları var mı?

EBK’ların aşağıdakilerle bağlantılı olduğuna dair kanıtlarımız var:

Diyabet: Bilim adamları kimyasallar ile diyabet arasında bir ilişki buldular. DDE, vücut DDT’yi (1972’de yasaklanmış ancak hala doğal ortamımızda bulunan bir pestisit).

Kalp hastalığı: Bazı hayvan modelleri, EBK’ların kardiyovasküler sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini göstermiştir.

Obezite: BPA’ya (plastiklerde bulunan endüstriyel bir kimyasal), ftalatlara (plastiklerde de kullanılır), arsenik ve diğer bazı EBK’lara maruz kalmanın, hücresel ve hayvan modellerinde metabolik bozukluklar (diyabet ve obezite gibi) üzerinde etkisi olduğu gösterilmiştir.

Çevresel toksinleri nasıl tespit eder ve bunlardan nasıl kaçınırız?
Dürüst olmak gerekirse, onlardan tamamen kaçınmak gerçekçi değildir. Maruz kalmanızı azaltmak için vücudunuza ne yerleştirdiğiniz konusunda düşünceli bir tüketici olmanızı öneririm.

Birçok marka, kimyasallardan kaçınmak için bilinçli bir çaba gösteriyor. Tüketiciler sorumlu üreticilerden satın alarak daha doğal ürünler talep ettiğinde bu eğilim devam edecek.

Ürünleri seçerken, şunları söyleyen etiketleri arayın:

  • Paraben içermez.
  • Fitalat içermez.
  • BPA içermez.

Diğer potansiyel olarak faydalı adımlar:

  • Şişelenmiş su yerine musluk suyu için (testler, şişelenmiş suyun genellikle zararlı kimyasallar ve bakteriler içerdiğini gösteriyor).
  • Mümkün olduğunda organik gıdaları seçerek pestisitlerden kaçının.
  • Eviniz için doğal temizlik ürünlerini seçin.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın